Kategori: Hikayeler

CUMA GÜNÜ İLE İLGİLİ HİKAYE : EŞEĞİNİ KAYBEDEN KÖYLÜ

Adamın biri bir gün eşeğine buğday yükleyerek değirmene varır. Eşeğin sırtındaki buğday çuvallarını indirir indirmez eşek kaçar ve kaybolur. Adam eşeğin peşine düşerek aramaya koyulsa Cuma namazını kaçıracaktır. Tam bu sıkışık anda adamın tarla komşusu çıkagelir ve der ki, “Bugün sulama sırası senindir; hemen git; nöbetini kullanarak toprağına su ver. Sıranı kaçırırsan bir daha nöbet

Hayrını kendin yap

Çok zengin, fakat bir o kadar da cimri bir adam, bir gece oğlu ile evinin bahçesinde oturuyorlardı. Bir ara oğluna; “Oğlum artık yaşlandım, üstelik hastayım, eğer ben ölürsem sana vasiyetim, malımın üçte birini ayır, fakirlere ver” dedi. Oğlu da; “Baba ne güzel düşünmüşsün. Bunu sonraya niçin bırakıyorsun, sen kendin versen daha iyi olmaz mı?” dedi.

Ayakkabısı Düşen Adam

Adam tam trene biniyordu ki, ayakkabılarından birisi ayağından çıktı ve rayların üzerine düştü. Aşağı inip onu alması imkansızdı, çünkü tren çoktan hareket etmişti. Olayı görenler adamın ne yapacağını merakla bekliyordu. Adam gayet sakin bir biçimde, diğer ayakkabıyı da çıkardı ve az önce düşürdüğü ayakkabıya yakın bir yere fırlattı. Olayı merakla izleyenlerden birisi dayanamayıp sordu :

Dert Ağacı

Eski çiftlik evini restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun ise bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti. Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru

İyilik kendisine iyilik yapılan tarafından zayi edilirse de, Allah katında zayi olmaz

Dindar ve salih bir adam bir gün avlanmaya çıkar. Bir de bakar ki korku içinde kıvranan bir yılan görür. Yılan kendisine: – “Ey adam, peşimdeki beni öldürcek olan düşmanımdan beni kurtar. Allah da seni kurtarsın” der. Bunun üzerine adam, yılanı elbisesiyle örtmek ister. Yılan: – “Düşmanın beni görür” dedi. Adam, yılana: – “Ne yapmalıyım?” diye

Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var

Bir dükkan sahibi dükkanının vitrininin üzerine Satılık Köpek Yavruları yazan bir tabela asarken, yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi. Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz? diye sordu. Adam çocuğa yavruların en az 50 dolar ettiğini söyledi. Çocuk elini cebine attı biraz bozuk para çıkardı, dükkan sahibine bakıp İki dolar otuz beş sentim var. Onlara bakabilir miyim? dedi.

Her kim ki ara yapar, birleştirir, düzeltir, ikilikten insanları kurtarırsa o bendendir

Hz. Fatıma, ‘- ya Ali’ Hasan, Hüseyin aç, evde yiyecek yok.. gidip yiyecek birşeyler alsana” der. Hz. Ali’nin sadece altı dirhemi vardır. Yiyecek almak için evden çıkar ve giderken yolda kavga eden iki insan görür. Hz Ali: “Niçin kavga ediyorsunuz? Şu âlemde Allah’ı düşüneceğiniz yerde niçin birbirinizle mücadele ediyorsunuz?” diye sorar. Kavga edenlerden biri, diğerinden

YILIN AŞK HİKAYESİ SEÇİLDİ (DİNİ HİKAYE)

Hamza ve Şeyda birbirlerini çocukluklarından beri çok seven iki sevgiliydi… Birlikte büyümüşlerdi… Ayrılmak akıllarının ucundan bile geçmezdi… Artık ikisi de evlenme çağına gelmişti… Ve evlenmeyi düşünüyorlardı… Her şey Hamza’nın evlilik teklifi yapmasına ertelenmişti… Ama Hamza da bir değişiklik vardı… Eskisi gibi ilgi göstermiyordu.. Şeyda’ya.. Ne olmuştu O’na.. Artık buluşmak istemiyor, mesajlara doğru dürüst cevap vermiyor,

Siz, Tekirdağlı Neşe Öğretmen’in öyküsünü bilir misiniz?

Biraz uzundur. Ama, lütfen zahmet edip okuyun. Bugün, “halkıma sesleneceğim” diyen, bebek kâtilinin katliamlarından biridir bu. Bizzat kendi emridir. 1993 yılında, eğitim fakültesinden mezun oldu ve aynı yıl ataması yapıldı. Diyarbakır’ın, Bismil ilçesine. Neşe Öğretmen; 22 yaşındaydı ve çıtı pıtı bir kızdı. Ataması, Bismil ilçesine çıkınca ailesi gitmemesi için baskı yaptı ise de o: ”

Öküz Derken Neyi Kastettiğimizi Anlamayanlara Gelsin Bu Öykü

Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. “yahu” demişler, “hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader. Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak, fazla büyük… Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor, eee balık yakalayacak halimiz de yok… N’aapsak? ” Bir tanesi “en iyisi, öküzlere saldıralım” demiş, “iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş… Tam dişimize göre!” Olur mu?