KAMYON, BABA ve OĞUL

Adam işe gitmek için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiciyle, kamyonun kaportasını mahvettiğini görmüş.
Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış… Biraz sakinleşince,hatasını anlamış,hemen hastaneye götürmüş.

Doktor çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da, elinden bir şey gelmemiş.Çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış.


Çocuk ameliyattan çıkıp, gözlerini açtığında bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle:

” Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için, çok üzgünüm…”
demiş ,ardından babasına:
“Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?” diye sormuş.

Bu soruyla karşılaşan baba, eve dönmüş ve intihar etmiş.
Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde, bu hikayeyi hatırlayın.
Çok sevdiğiniz ya da sevmediğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınız da, önce biraz düşünün…

Sabretmek, kurtuluşa, başarıya sebep olan güzel huydur. Sabır, Peygamberlerin hasletlerindendir. Bunun için atalarımız, (Sabır, acı ise de meyvesi tatlıdır), (Sabır selamettir), (Sabırla koruk helva olur) demişlerdir. Belalara sabretmek, kurtuluşa sebeptir.
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Benim hükmüme razı olmayan ve verdiğim musibete sabretmeyen benden başka Rab arasın.) [Taberani]
Hadis-i Şerif