Ay: Aralık 2016

Üç Söz – Üç Bin Akçe

İnsanoğlunun rızkını temin etme peşinde en az bugünkü kadar koştuğu devirlerden birinde, bir adamca­ğızın yolu gurbete düşmüş. Düğününün hemen sonrasın­da geldiği diyar-ı gurbette gece dememiş, gündüz deme­miş, çalışmış. Geride bıraktığı yeni gelinin hayali ciğerini yaka dursun, bu ev parası, şu arsa parası, öbürü mal melal için derken, adamcağız tam on sekiz sene kalmış gurbet elde.

Bebeğin Saçlarını Kazıtmak

Almanya’da yaşayan müslüman bir kadının bebeği dünyaya gelir. Kadın bebeği 7 günlük olunca saçlarını kazıtıp ağırlığınca altından sadaka verir. Bir kaç gün sonra bebeğin kontrolü için dr. a gider. Dr. bebeği görünce çok şaşırır ve bebeğin saçlarını siz mi kazıttınız yoksa doğuştan mı bu kadardı der. Kadın biz kazıttık deyince dr. şaşkınlığının sebebini açıklar; ”Bilim

İş Başvurusu Fıkrası

Adamın biri uzun yıllardır iş arıyormuş ve istediği işi bir türlü bulamıyormuş. Adam artık bıkmış ve son bir iş başvurusu daha yapacağım, olursa olur, olmazsa bir daha asla iş başvurusu yapmayacağım demiş. Neyse adam iş başvurusunda bulunmuş ve şans ya adamı görüşmeye çağırmışlar. Görüşme sonuna doğru personel müdürü sormuş; -Peki beklentilerin ne? Seni ne tatmin eder?

Karınızı nasıl sevmelisiniz?

Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. ‘Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir’ diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti. Alaycı bir ses tonuyla: –

Karıncayı Örnek Alan Komutanın Başarısı

Tarihte şöyle anlatılır… Bir savaşta komutanın ordusu savaşı kaybeder ordu dağılır… Komutan da kaçarak bir mağaraya sığınır. Mağarada oturup düşünürken bir karıncanın duvara doğru yürüdüğünü görür. Karınca bulduğu küçük bir arpa tanesini ağzına alıp duvara tırmanmaya çabalıyormuş. İlk çabası daha işin başındayken boşa çıkmış. Sonra tekrar denemiş ve duvarı yarılamışken tekrar aşağı yuvarlanmış ağzındaki arpayla birlikte. Kimi

Hayata Tutunun Neden mi?

Bir eczanede çalışıyorum. İçeri bir çocuk girdi. Güler yüzlü, etrafına neşe saçan,düzgün görünümlü bir gençti. “Regl ağrısı için ilaç alacaktım ne önerirsiniz?” dedi. “Majezik öneririm ben, vereyim mi?” dedim dalgaya alarak. “Olur” dedi, bir paket majezik alıp gitti. Bir daha ki ay yine geldi aynı çocuk “Majezik alabilir miyim ?” diye sordu, yine bir paket

Barış Manço’dan Fransız Sunucuya Kapak

Barış Manço Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur… Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir… Sürekli, “işte Türk, yani barbar, vahşi vs…” demektedir… Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere “yanınızda kağıt para var mı?” diye sorar! Spiker de, Bu soruya spiker şaşırır ve “evet var ama n’olacak” der… Barış Manço

BABA OLMAK BÖYLE BİR ŞEY İŞTE

Delikanlı 16 yaşında iken babası ile tartışmış ve evi terk etmişti. Buna çok öfkelenen baba, evde onun adı bile anılmayacak diye yasak koymuştu. Anne her gece evi terk eden oğlunun yatağına oturup yastığını koklayarak uyuyordu. “Oğlumu özledim, ne olur gidip arayalım, bulup getirelim” dese de, baba geri adım atmıyordu. Aradan iki yıl geçmişti. Oğlunun doğum

Anne yemeği

AŞÇILIĞIYLA ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu. Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi. Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar.   Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı. Tatlılar un kokuyordu, patatesler

Usta o eski semeri sattık

Gidene gitti, gelene de geldi deme! Erzurum’da semer yapan bir usta varmış. Yıllardan beri kazandığı semerlerden kazandığı altınları dükkanın bir köşesinde duran eski bir semerin içinde saklarmış. Kendisi namaza gittiği bir sırada, çıraklar bu eski semeri bir kervan sahibine ucuz fiyatla vermişler. Usta dükkana dönünce çırakları ona müjde verir gibi “Usta o eski semeri sattık,