Sanıktan Şule Çet’in babasına: Kızına sahip çıksaydın

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in ölümüne ilişkin davada iki sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, ayrıca Çet’in hayatını kaybettiği plazada keşif yapılmasına hükmetti. Sanıkların yer aldığı güvenlik kamera kayıtlarının dudak okuma yöntemiyle deşifre edilmesi için bilirkişi tayin edildi. Öte yandan tanık dinlendiği sırada sanıklar ile katılan avukatları arasında tartışma yaşandı. Katılan avukatlar, sanık Çağatay Aksu’nun Çet’in babasına yönelerek, “O zaman kızına sahip çıksaydın.” dediğini iddia etti.


Ankara’da, bir plazanın 20’inci katından atıldığı öne sürülen üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüyle ilgili 2 sanığın yargılandığı davada plazada keşif yapılacak. Ayrıca sanıkların yer aldığı güvenlik kamera kayıtlarının dudak okuma yöntemiyle deşifre edilmesi için bilirkişi tayin edildiği davanın duruşmasına katılan avukatların, sanık Çağatay Aksu’nun Şule Çet’in babasına “O zaman kızına sahip çıksaydın” dediğini iddia etmesi üzerine gerginlik yaşandı.

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, geçen yıl 28 Mayıs tarihinde saat 03.50’de bir plazanın 20’nci katından düşerek, hayatını kaybetmesiyle ilgili tutuklanan Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand’ın (33) ‘cinayet’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘hürriyeti tahdit’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına devam edildi.

Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya çok sayıda kadın örgütü temsilcisi ilgi gösterdi. Kalabalık nedeniyle çok sayıda izleyicei ve avukat, duruşma salonuna giremedi. Salona giremeyenler adliye koridorunda, ‘Şule için adalet’ sloganı attı.

Çet ailesinin avukatı: Olay eğlendikleri odada gerçekleşti

Tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand ile Şule Çet’in babası İsmail Çet ‘in hazır bulunduğu duruşmada Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, mahkeme salonuna kurulan ekrandan üniversiteli kızın düştüğü katın dosyaya giren fotoğrafları ile sanık avukatlarının sosyal medyadan yayınladıkları fotoğrafları göstererek, karşılaştırma yaptı.

Sanıkların başından beri hikaye anlattıklarını ileri süren Yıldırım, “Biz bu hikayeye inanmadık. Bu görüntüler gösteriyor ki olay aslında sanıkların anlattığı gibi misafir odasında gerçekleşmedi. Olayın tamamı eğlendikleri odada gerçekleşti. Sanık Berk Akant’ın ifade ettiği gibi uyumadığı da ortaya çıkıyor. Dedikleri gibi müzik dinledikleri bilgisayarın saatiyle oynandı. Ama oynayan kişinin kim olduğunu biliyoruz” dedi.

Sanıkların olaydan sonra delilleri karartmak için odada temizlik yaptıklarını ileri süren avukat Yıldırım, lavaboda bulunan kan örneklerinin savcı tarafından incelenmediğini, odada yapılan temizliğin tutanakta yer almadığını belirtti.

‘Çorabının biri nerede?’

Avukat Yıldırım, Şule Çet’in otopsisinde vücudunda bulunan ilaçla ilgili de “Şule’nin kullandığı ilacı kendi mi aldı yoksa onlar mı verdi? Çünkü bu ilaç Şule’nin ne çantasında ne evinde bulundu” dedi. Tüm delillerin 2 sanığın suçu işlediğini ve delilleri kararttıklarını gösterdiğini iddia eden Yıldırım, Şule Çet’in düştüğü yere ait fotoğraflarda, sol ayakkabısının cesetten 1 metre önde ve bağcıklarının açık olduğuna dikkat çekti. Avukat Yıldrım, “Bu, ayakkabının sonradan atıldığının gösteriyor. Ayrıca Şule Çet’in olay yerinde çorabının biri yok. Her iki ayakkabısı da ayağında olsaydı, düşmenin etkisiyle çıkmış olsaydı, iki çorap da olay yerinde olmaz mıydı? Peki çorabın biri nerede?” diye sordu.

Tanıklar dinlendi

Duruşmada Şule Çet’in eski erkek arkadaşı, okul arkadaşı, sanıkların içki aldıkları büfenin işletmecisi ile Çağatay Aksu’nun annesi Gülümser Aksu tanık olarak dinledi. Anne Aksu, “Bu olay olduktan sonra avukat Umur Yıldırım bizim çok zengin bir aile olduğumuzu, medyayı, savcıyı, Adli Tıp Kurumu’nu satın aldığımızı, bu işin neredeyse ‘zengin erkek, fakir kız’ piyesine döndüğünü söyledi. Şu an ben kirada oturuyorum, benim evime iki kez hırsız girdi. Sadece Çağatay’ın odasını araştırdılar” dedi.