Kategori: Hikayeler

Avustralya’ya Savaş Açan 2 Çılgın Türk

Avusturalya ilk resmi, savaşını, İKİ TÜRK ile yapmıştır.. Yıl 1912, İngilizler Hindistan’ı işgal eder… Osmanlı 350 adet Levent ile Hindistan’a yardıma gider. Buradaki savaşlarda 40 kadar TÜRK esir düşer. Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askerini, İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar. Bir İngiliz gemisi Avustralya’ya geldiğinde, esir iki Osmanlı askeri gemiden bir yolunu bulup kaçarlar. Esas hikaye bundan sonra başlar…

Gerçek Öğretmenlik Nedir? İşte Cevabı

“Diyarbakır’ın bir dağ köyünde ilköğretimde görev yapan arkadaşımın arkadaşı olan Ahmet S. Matematik dersinde; – Bir kasada şu kadar çilek varsa, 10 kasada kaç çilek vardır? Diye öğrencilerine bir soru soruyor. Öğrenciler: – Öğretmenim çilek ne? Diyorlar. Öğretmen: – İşte çocuklar çilek. – Biz hiç çilek yemedik. diyorlar. Bunun üzerine öğretmen pes etmiyor, oturup Bursa’daki

Asla Geç Değildir

Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra “Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz” dedi.. Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki, yumuşak bir el omzuma dokundu.. Döndüm.. Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi, bana gülümseyerek bakıyordu.. “Ben Rose” dedi.. “Benim adım Rose, yakışıklı.. 87 yaşındayım. Madem tanıştık

Benim Bildiğim En Büyük Rakam

Adamın biri babadan yadigâr antik ipek bir halısı varmış. Satmaya karar vermiş. Ona göstermiş buna göstermiş, ama kimse talip olmamış. Sonunda zengin birini bulmuş ve ona götürmüş. Zengin halıya bir bakmış ve sormuş, kaç para? Adam cevap vermiş 100 altın. Zengin tereddüt etmeden tamam demiş ve çıkartıp 100 altın vermiş. Adam sevinmiş. O sırada zengin

Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelirmiş

Vaktiyle kızcağızın birini hiç istemediği hâlde bir adama zorla sözlemişler. Nişan olmuş, ev kurulmuş, sıra gelmiş düğüne. Kızın evinin önünde davullar, zurnalar çalıyor, ahali sevinçle halay çekiyormuş. Davulun her gümlemesinde içeride, gelin odasında kızcağızın yüreği hopluyor, içinden bir şeyler kopup gidiyormuş. E düğün evi olur da misafir olmaz mı? Köyün genç kızları giyinip süslenmiş, gelinin

Kızım Okuma Yazmaya Geçemedi

Mart ayı gelmişti ama kızım hala okumaya geçmemişti. Ödevlerini yapmamak için bir sürü bahane buluyordu. Elimden geldiğince ilgileniyor, çalışma şevki kazanması için çabalıyordum. Ancak hiçbir gelişme yoktu. Adeta inatla okuma-yazma öğrenmemeye çalışıyor gibiydi. Öğretmenliğin kazandırdığı bütün deneyimlerimi kullanıyor, hiçbirinin işe yaramadığını gördükçe paniğim artıyordu. Kızımdan bir yaş küçük oğlum ve henüz yedi aylık bebeğimden çalabildiğim

Hangi Evliya Üstün

Padişah, vezire sorar: Vezir !İstanbul’da evliya var mı? Aman padişahım, İstanbul evliya yatağı olarak bilinir, evliya olmaz mı hiç! Öyleyse bir kaç tanesini ziyaret edelim. Sultanım, arzu ederseniz tebdil-i kıyafet ile şehri dolaşalım. Vezir ve padişah köylü kıyafetine girip, yola çıkarlar. Önce Mısır çarşısına girerler. Orada bir kumaşcı dükkanına girip selam verirler. Dükkan sahibi büyük

Gül Baba

Fatih Sultan Mehmed’in yerine geçen oğlu ikinci Bayezıd avdan dönüyordu. Bir an önce saraya varıp dinlenmeyi düşünürken atını durdurdu, havayı kokladı ve derin derin nefes alıp ferahladıktan sonra sordu: – Bu güzel kokular da nereden gelir böyle?’ Yanındaki vezirlerden biri cevap verdi: – Devletlü Padişahım! İstanbul kuşatmasına katılan gazilerimizden tabiat aşığı biri vardır ki, O’na

Harika Cevap

Televizyon spikeri, kameraman arkadaşı ile birlikte geldiği süpermarkette canlı bir röportaj yapıyordu. Herkes ekranda görünmek için onların etrafını sarmış ve kendilerini ön plana çıkarabilmenin telaşına kapılmıştı. Spiker, çevresindeki hanımları inceden inceye süzdükten sonra, elindeki mikrofonu genç bir kıza uzatarak: Sayın bayan, dedi. Güzellik konusunda tarafsız bir araştırma yapıyoruz. Özellikle cilt güzelliğinizi neye borçlu olduğunuzu sorabilir

Mutluluğu Arayan Adam

Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış zengin birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş.