İyi Günde Kötü Günde

Yıllardır aynı şirkette çalışan genç işadamı, patronun­dan artık bir zam istemeye karar vermişti. Evden çık­madan önce bu durumu karısına anlattı. Gün boyunca ken­dini çok gergin ve geleceği için endişeli hissediyordu. Çünkü patronu zam teklifini kabul etmezse belki işinden bile olabi­lirdi. Nihayet öğleden sonra tüm cesaretini toplayıp patro­nunun yanma çıkmaya karar verdi ve patronu zam yapmayı kabul ederek genç adamın çok mutlu olmasına neden oldu.

Büyük bir sevinçle eve gelen adam, muhteşem bir sofra­nın onu beklemekte olduğunu gördü. En iyi yemek takımları ve şamdanlar masadaki yerini almıştı. Nefis yemek kokularını içine çekerken ofiste birlikte çalıştığı arkadaşlarından birinin eşini arayıp güzel haberi müjdelemiş olduğunu düşündü.

Karısını mutfakta yemek için son hazırlıkları yaparken buldu ve mutlu haberin tüm ayrıntılarını hevesle anlattı. Karısının hazırladığı harika sofraya oturmadan önce birbirlerine sıkıca sarıldılar ve dans ederek tüm evi dolaştılar. Tabağının hemen yanında özenle yazılmış bir el yazısıyla şu notu buldu.

“Tebrikler, sevgilim! Bu zammı alacağını biliyordum! Bu özel yemeği, seni ne kadar sevdiğimi ve her zaman yanında olduğumu göstermek için hazırladım.”

Daha sonra tatlı servisine yardımcı olmak için karısının arkasından mutfağa ilerlerken yerde karısının cebinden düşen bir başka kart buldu. Yerden kartı aldığında şu sözleri okudu: “Zammı alamadığın için üzülme! O zam senin hakkındı ama belki bir dahaki sefere. Bu özel yemeği seni ne kadar sevdiğimi ve her zaman yanında olduğumu göstermek için hazırladım.”
*İnsan dünyaya hangi bakış açısından bakarsa, dünyayı o bakış açısının gerektirdiği gibi görür. (Ahmet Mithat Efendi)