Bu 13 Belirti Sizde Tiroid Bozukluğunun Olduğunu Gösteriyor

Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Aktaran, tiroid tedavisinde erken teşhisin önemine ve tedavinin zamanında başlanmasının önemine dikkati çekti.

Prof. Dr. Şebnem Aktaran, “Boynun ön bölümünde yer alan ve yaklaşık 15-20 gram ağırlığındaki tiroid bezinde üretilen tiroid hormonlarının bebeğin anne karnında gelişiminde, doğum sonrası zihinsel-bedensel gelişim ve büyümesinde ayrıca yaşam boyu metabolizma faaliyetlerinin düzenlenmesinde etkisi büyüktür” dedi.

Prof. Dr. Aktaran, tiroid hormonlarının vücudumuzdaki hücreler üzerinde etkileri olduğunu, bu nedenle tiroid hormonlarının dengesiz üretiminin diğer organ ve sistemlerin de çalışmasını olumsuz etkileyebileceğinden yaşamın her döneminde, özellikle gebelik döneminde bebek ve anne sağlığı için normal düzeylerde tutulması gerektiğini belirtti. “Tiroid bezinin az çalışarak yeterli miktarda tiroid hormonu salgılamamasına hipotiroidi, aşırı çalışmasına ise hipertroidi denir” diyen Prof. Dr. Aktaran, tiroid hastalıklarının birçok belirtiyle ortaya çıkabileceğini, bu nedenle söz konusu belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden hormon seviyelerini ölçtürmelerini ve gerektiğinde tedavi altına alınmalarını söyledi.

Tiroit bezi hastalıklarının nedenleri nelerdir?

Tiroid hastalıkları hakkında genel bilgiler de veren Prof. Dr. Şebnem Aktaran, “Tiroid bezi hastalıkları; tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi), aşırı çalışması (hipertiroidi), tiroid bezi iltihabı (tiroiditler) ve guatr (tiroid bezinin büyümesi nodüllü veya nodülsüz) olarak ortaya çıkar. Tiroid bezi hastalıklarının genellikle iyot eksikliği, genetik ve çevresel nedenlere bağlı olabileceği düşünülmektedir. İyot eksikliği ülkemizde guatrın en önemli nedenlerindendir ” diyor.

“Tiroid bezi hastalıklarının belirtileri görülen kişilerde kanda tiroid hormonları değerlendirilir ve tiroid bezi ultrasonografi (USG) ile görüntülenir. Tiroid hastalıklarında tedavi; tiroid hormonlarının düzeyine, tiroid bezinin özelliklerine (büyüme, nodül özellikleri, tiroit) göre belirlenir. Tedavide; takip, ilaç, radyoaktif iyot veya operasyon seçeneklerinden uygun olanına karar verilir” diyen Prof. Dr. Aktaran, ilaç tedavisi kararı verilen hastalarda tedavinin süresinin ve ilacın dozunun hastalığın seyrine göre düzenlendiğini anlattı.

Guatrda, tiroid bezinin tümünün yaygın şekilde büyüyebileceğini (diffüz) ya da bezde tek veya çok sayıda nodüller (yuvarlak, oval kitleler) olabileceğini belirten Prof. Dr. Aktaran, “Son yıllarda boyun muayenesi ile birlikte USG de yapıldığı için küçük tiroit nodülleri de tespit edilebilmekte ve bu nedenle tiroid nodülü tanısına da sıklıkla rastlanmaktadır. Tiroid nodüllerinde hastanın özgeçmişi (özellikle boyun bölgesinin radyasyona maruz kalması), aile öyküsü ve USG bulguları önemlidir” diyerek nodüllerin mutlaka takip edilmesi gerektiğini aktardı.

Tiroidin az çalışması (Hipotiroidi) durumunda görülen belirtiler nelerdir?

  1. Yorgunluk
  2. Deride kuruma
  3. Kilo alma
  4. Saçlarda kuruma
  5. Soğuğa tahammülsüzlük
  6. Reflekslerde ve hareketlerde yavaşlama
  7. Kas ve kemiklerde ağrı
  8. Uyuşma
  9. Tansiyon yüksekliği
  10. Kolesterolde yükselme
  11. Adet düzensizliği
  12. Kabızlık, şişkinlik
  13. Hafıza problemleri
  14. Depresyon belirtileri (İsteksizlik, mutsuzluk)

Tiroidin aşırı çalışması (Hipertiroidi) durumunda görülen belirtiler nelerdir?

  1. Çarpıntı
  2. Terleme
  3. Sinirlilik
  4. Huzursuzluk
  5. Sıcak ve nemli deri
  6. Sıcağa tahammülsüzlük
  7. Kilo kaybı (İştahın iyi olmasına rağmen zayıflama)
  8. Ellerde titreme
  9. Saçlarda incelme, kırılma ve dökülme
  10. İshal
  11. Göz bulguları (Canlı bakış)
  12. Adet düzensizliği

Tiroid Hastalıkları ve Tedavisi

Hemen tüm tiroid problemleri Guatr olarak bilinir. Guatr; tiroid bezinin büyümesine verilen addır. Günümüzde, sık rastlanılan tiroid hastalıkları 4 ana başlık altında toplanır. Bunlardan ilki, tiroid bezinin az çalışması ile karakterize olan Hipotiroididir. Sıklıkla Hashimoto hastalığı altta yatan nedendir. Diğeri, tiroid bezinin aşırı çalışması ile bilinen Grave’s Hastalığıdır, ki bilinen en sık özelliği gözlerin belirginleşmesidir. Üçüncü grubu tiroid bezi içinde oluşan nodüller oluşturmaktadır.

Tiroid bezinde gelişen nodüller, tiroid sorunu olanların yaşadığı “acaba kanser miyim?” kaygısının nedenidir ve aslında tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi ile teşhisi yapılır.

Son ana başlıkta tiroidin kanseridir.

Bu sayfada, herkesin kavrayabileceği basitlikte tiroidin hastalıklarını özetlemeye çalıştım. Anlaşılabilme umudu ile!…

Tiroid ve Cerrahi Tedavisi
Tiroid hastalıkları, ilaç ile tedavi edilenler, radyoaktif yöntemle tedavi edilenler ve cerrahi olarak tedavi edilenler olarak üçe ayrılır.

Tiroid hastalıklarından, hipotiroidi yani tiroid bezinin az çalışması sadece ilaç ile tedavi edilirken, aşırı çalışması yani hipertiroidisi olan bir hasta ilaç ile tedavi edilebildiği gibi radyoaktif iyot veya cerrahi yöntemlede tedavi edilebilir.

Bir diğer önemli tiroid rahatsızlığı tiroid bezinde nodül gelişmesidir.

Nodül Nedir?
Tiroid bezinde gelişen, genelde yuvarlak veya oval olan tiroid dokusundan köken alan yumrulardır.

Kadınlarda daha sık olmakla birlikte, toplumda %4-7 arasında görülür. İlk akla gelen soru acaba nodül kanser mi? Evet olabilir. Bunu ayırd etmenin en kolay yolu, ultrason eşliğinde ince bir iğne ile nodülden doku örneği alınmasıdır. Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi denilen bu yöntem lokal anestezi altında yapılır ve hasta herhangi bir acı duymaz, çünkü boyun derisini uyuşturan bir krem tiroid bezinin üzerine sürülür ve iğnenin gireceği alanda hissizlik sağlanmış olur.

Hangi nodül şüphelidir ve ameliyat edilir?
Tiroid beinin ultrason ile değerlendirilmesinde nodülün özellikleri ortaya konur. Eğer 1 cm’in üzerinde ise nodülün diğer vasıflarına da bakılır ve sonrasında ince iğne ile doku örneği alınarak, hastanın tanısı konur. Sonuç şüpheli veya kanser gelmediği sürece nodüller genellikle ameliyat edilmez. Diğer taraftan aşırı büyük olan nodül nefes borusuna baskı yapıyorsa, kanser olmasa bile ameliyat edilebilir.

Tiroid ameliyatı ve sonrası nasıldır?
Günümüzde tiroid ameliyatları, ağız içinden yapılır. Çoğunlukla ertesi günü hastaneden taburcu olan hastalarda, ses kısıklığı veya kalsiyum eksikliği gelişme riski, açık ameliyattan daha yüksek değildir.

Hastaların korktuğu bir önemli konuda, tiroid ameliyatı sonrası kanama gelişmesidir. Nadirde olsa, ameliyat yerinden kanama olabilir. Bu sıklıkla aspirin veya kumadin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda görülür. Diğer bir önemli neden ise tiroid bezinin aşırı kanlandığı Graves hastalığıdır. Uygun cerrahi teknik ile yapılan ameliyatlarda kanama riski çok azdır.

Tiroid ameliyatı olanlarda görülen ses kısıklığı geçici midir?
Sıklıkla, ameliyat sonrası ses kısıklığı gelişmez. Gelişse bile ki bunun olma olasılığı her 10 hastada birdir. Kalıcı olduğu çok nadirdir. Genellikle %99 oranında hastada kalıcı ses kısıklığı görülmez.

Tiroid ameliyatı sonrası ödem görülür mü?
Ameliyat sonrası tiroid hormonlarının kandaki düzeyi mutlaka tetkik edilmeli ve inceleme sonunda eksiklik var ise mutlaka giderilmelidir. Eksikliğin en önemli bulgularından biri vücutta ödem görülmesidir.

Tiroid ameliyatı sonrası kilo artışı olur mu?
Tiroid bezinden salgılanan hormonlar, metabolizmayı düzenler. Tiroid hormon eksikliğinde metabolizma yavaşlar ve bu durumda hasta kilo alır. Ameliyat sonrası kilo alan hastalarda kandaki tiorid hormon seviyesi mutlaka incelenmelidir.

Guatr Nedir?
Tiroid bezinin büyümesine guatr denir. Aşırı çalışması ile karakterizedir ve hipertiroidi olarak adlandırılır.

Guatr belirtileri nelerdir?
Tiroid bezinin büyümesi önce hastanın yakınları tarafından farkedilir. Hasta kendi kendini elle muayene ettiğinde de, normalde ele gelmeyen tiroid bezini parmak uçlarında hisseder. Guatrı olan hastalarda, kilo kaybı, artmış iştah, sıcağa tahammül edememe, sinirlilik, kalpte çarpıntı hissi ve çabuk yorulma yakınmalarına rastlanmaktadır.

Guatr hastalığının tedavisi nedir?
Guatrı olan hastanın değerlendirilmesinde hastanın yaşı, cinsi, aile öyküsü, muayene bulguları, tiroid hormonlarının yüksekliği, daha önceden ilaç tedavisine cevap verip vermemesi gibi unsurlar önemlidir.

Yapılacak ilk tetkik kan tahlili ve ultrasondur.

Hastanın muayene bulguları ve ultrason ile laboratuar tahlilleri sonucuna göre karar verilir.

Guatrın en önemli nedeni, tiroid bezinin otoimmun bozukluğu yani, vücudun tiroid bezini yabancı olarak algılayıp, onu aşırı çalıştıracak moleküller üretmesi ile karakterizedir.

Hastanın tanısı konduktan sonra, nasıl tedavi edileceği hasta ile konuşularak karar verilir, çünkü ameliyat ile çözüm olabildiği gibi ameliyatsız çözüm de mümkündür.

Guatr hastalığını kim tedavi eder?
Hastanın tanısı endokrinoloji uzmanı veya genel cerrahi uzmanı tarafından konulur. Tedavide ise endokrinoloji takibinde ilaç ile tedavi uygulanacaksa genellikle tiroid bezinin çalışmasını yavaşlatan ilaçlar kullanılır ve gerektiğinde Nükleer Tıp uygulaması olan Radyoaktif iyot ile tedavi yöntemi seçilir.

Ancak hasta radyoaktif tedaviyi ve/veya ilaç tedavisini tercih etmiyor ise veya hastada uygulanan ilaç tedavisi fayda etmiyorsa hasta ameliyat edilebilir.

Guatr ameliyatı sonrası nasıldır?
Günümüzde guatr ameliyatları, ağız içinden yapılabilmektedir lakin, aşırı kanlanması olan Graves hastalığında genellikle boyundan açık cerrahi yöntem tercih edilir.

Çoğunlukla ertesi günü hastaneden taburcu olan hastalarda, ses kısıklığı veya kalsiyum eksikliği gelişme riski yüksek değildir, (%5 kadar)

Hastaların korktuğu bir önemli konuda, tiroid ameliyatı sonrası kanama gelişmesidir. Hipertiroidi nedeni ile yapılan ameliyatlarda ameliyat yerinden kanama olabilir. Bu sıklıkla aspirin veya kumadin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda görülür. Uygun cerrahi teknik ile yapılan ameliyatlarda kanama riski çok azdır.

Hipotiroidi
Tiroid bezinin az hormon üretmesi ile oluşan tablodur. En sık olarak, Hashimoto hastalığı nedeni ile ortaya çıkar. Hastalarda saçlı deriden, ayak tırnaklarına kadar değişiklikler oluşabilir. Örneğin saçlarda kuruma ve çabuk kırılma, deride kabalaşma ve kuruluk gelişir. Hafıza ile ilgili sorunlar ortaya çıkar, halsizlik, kilo alımı, soğuğa karşı tahammülsüzlük ve kadınlarda adet düzensizliği ortaya çıkar.

Ne Yapmalı?
Yukarıda yazılı yakınmaları olan kişilerin tiroid fonksiyon testlerine bakılmalıdır.

Bunlar TSH ve ST3 düzeylerinin kanda ölçümünden ibarettir.

Hipotiroidi Tedavisi ve Yan etkileri
Tıbbın bugün vardığı son noktada, hipotiroidi hastalığı ilaç ile tedavi edilir. Piyasada bulunan ilaçlar tiroid hormonu içermektedir. Bu ilaçların dozu, tiroid fonksiyon testlerinin sonuçlarına göre belirlenir. Ayrıca, zaman içinde vücut ihtiyacı değişkenlik gözterebileceği için testleri aralıklı olarak tekrarlanmalıdır.

Hipotiroidinin tedavisinin ömür boyu süreceği akıldan çıkarılmamalıdır. Dolayısıyla, alınan ilacın yan etkileride bilinmelidir. Tiroid ilaçlarının yan etkileri başlıca kalp ritmi üzerinde gelişmektedir. Dolayısıyla, tedavi öncesi mutlaka bir kalp ritm grafiği (elektrokardiyografi ,EKG) çekilmelidir.

Doza bağlı olarak ruhsal durumda da değişikliklere neden olabilir. Deride döküntü ile karakterize pullanma ve kızarıklık belirlenebilir. Aşırı terleme ve ishal de diğer yan etkilerindendir.

Hashimoto Hastaları Nasıl Takip Edilmeli?
Erkeklere göre 20 kat fazla sıklıkta görülen Hashimoto hastalığının tanısı genellikle muayene ve laboratuar tetkikleri ile konur. Ancak hastaların yarıya yakını takiplerine düzenli olarak gelmez. Oysa düzenli takip edilmeyen hastaların tiroid bezlerinde yeni nodüller ortaya çıkabilir ve bu nodüllerin incelenmesi gereklidir. Ultrason eşliğinde bu nodüllerden, saç teli inceliğinde iğnelerle tetkik edilir ve örnek doku alınır, patolojik inceleme yapılır.

Hipertiroidi
Tiroid bezinin aşırı hormon üretmesi ile oluşan tablodur. En sık olarak, Grave’s hastalığı nedeni ile ortaya çıkar. Hastalarda göz, deri ve diğer sistemlerde değişiklikler oluşabilir. Örneğin saçlarda dökülme, incelme, deride incelme ve kızarıklık gelişir. Aşırı terleme önemli bir özelliğidir. Ruhsal durum ile ilgili sorunlar ortaya çıkar, aşırı sinirlilik, duygusal durum karışıklığı, halsizlik, kilo verme, sıcağa karşı tahammülsüzlük ve kadınlarda adet düzensizliği ortaya çıkar.

Tanı konması son derece kolay olan Grave’s hastalığında önemli olan hastanın tedavisini iyi anlamasıdır. Çünkü her Grave’s hastası için tek doğru yoktur. Bazıları ilaç ile güvenli bir şekilde tedavi edilirken, bazıları için ameliyat kaçınılmazdır. Bir kısım hasta ise, radyoaktif iyot tedavisi ile tedavi edilir.

Kanıta dayalı tıp ve iyi klinik uygulama prensipleri doğrultusunda, ilaca karşı toleransı olmayan, ilaç almak istemeyen, ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalar için cerrahi en uygun seçimdir.

Cerrahi tedavi, genç hastalarda, ek olarak nodülü olablarda, ilaç kullanmak istemeyen veya kullanamayan hastalarda, tiroid bezi çok büyük olanlarda (>80 gr) tercih edilir. Ayrıca Radyoaktif iyot tedavisinin başarısız olduğu hastalarda, cerrahi için iyi birer adaydır.

Cerrahi tedavi, tiroid bezinin tamamen alınması ile yapılır. Ameliyatın riskleri ses kısıklığı ve kalsiyum düşüklüğüne neden olabilmesidir. Bu komplikasyonlar yaklaşık -15 arasında oluşmaktadır, büyük bir kısmı 6 hafta içinde düzelmektedir. Kalıcı hasar oranı %1 civarındadır.

Bazı cerrahların, ameliyat sırasında ses tellerini çalıştıran sinirleri tanımasına ve korumasına yarayan monitorizasyon aletleri kullanması, bu rakamları belirgin ve anlamlı ölçüde değiştirmemiş ve hastaya getirdiği mali yükten başka bir özelliği olmadığı belirlenmiştir.

Ameliyat yaklaşık 1.5-2 saat kadar sürer. Endoskopik olarak , koltuk altından yapılabilen tiroid bezi ameliyatı, uygun cerrahi teknik ve beceri ile yapıldığında hasta 2 günde taburcu olabilmektedir.