Alperen’in okulu kapatıldı, müdür tutuklandı

İzmir’de, 3 yaşındaki Alperen Sakin’in serviste unutulup can vermesinin ardından, söz konusu anaokulu idari soruşturma çerçevesinde süresiz kapatıldı. Minik Alperen’in ölümü ile ilgili akşam saatlerinde gözaltı kararı verilen okul müdürü tutuklandı. Minik Alperen’in acılı babası Serkan Sakin, tutuklanmalara ilişkin, “İçimize bir nebze de olsa su serpildi” dedi.

3 yaşındaki Alperen Sakin, Çiğli ilçesindeki bir anaokulun servisinde unutulup saatlerce kapalı kalmasının ardından can vermişti. Yaşanan acı olayın ardından tüm Türkiye ayağa kalktı. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında anaokulunun süresiz kapatılmasına karar verildi. Olayın peşine düşen müfettişler, olayda hayatını kaybeden Alperen Sakin’in okula resmi kaydının bulunmadığını da tespit ederek, durumu raporda aktardı.Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığının da yine olayla ilgili suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi.

ANAOKULUNUN SAHİBİ TUTUKLANDI

3 yaşındaki Alperen’in ölümüyle ilgili soruşturma sürdürülürken, okulun sahibi Yurdagül İşgören hakkında akşam saatlerinde yakalama kararı çıkarıldı. Anaokulu sahibi Yurdagül İşgören çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, olaydan sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan rehber personel D.K.’nın tekrar gözaltına alınıp adliyeye sevk edildiği, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi.

“OKUL SÜRESİZ BİR ŞEKİLDE KAPATILDI”

Konuyla ilgili konuşan İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, “Okulu süresiz bir şekilde kapattık. Adli soruşturmalar devam ediyor. İdari soruşturma sonucunda ciddi boyutta bir para cezası kesilecek. Henüz rakam netleşmedi. Öğrenci e- okul sistemine kayıtlı değil. Servis kayıtlı değil. Bu okul yaz okulu olduğu için Kaymakamlık oluru ile açılmış. Bizim denetimlerimiz daha önce olduğu gibi sıkı bir biçimde devam edecek” diye konuştu.

ALPEREN’İN BABASI: “İÇİMİZE BİR NEBZE DE OLSA SU SERPİLDİ”Çiğli ilçesindeki bir ana okulda yaşanan olayda, 3 yaşındaki Alperen Sakin servis içerisinde unutulmuş ve saatlerce sıcak araç içerisinde kalmış ve can hayatını kaybetmişti. Olay tüm Türkiye’yi üzüntüye boğarken, servis şoförü Tamer İ., ölüme sebebiyet vermekten tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı da yaptığı açıklamada, kreşin sahibi Yurdagül İ. hakkında yakalama kararı çıkartıldığını, servis görevlisi Dilara K.’nin ise gözaltına alındıktan sonra tekrar adliyeye sevk edildiğini açıklamıştı. Kreş sahibi ve aynı zamanda servis şoförünün eşi Yurdagül İ. de tutuklandı. Servis görevlisi kadın ise tekrar serbest bırakıldı.Minik Alperen’in babası da tutuklamaları değerlendirdi. Serbest bırakılmaları ilk önce öğrendiklerinde üzüldüğünü ifade eden baba Sakin, “Daha fazla bize acı veren bir durum vardı ki bu kişilerin dışarıda olmaları; yani bu bize gerçek anlamda acı veriyordu. Bugün onların da artık tutuklandığını gözaltına alındığını onu duyduktan sonra içimize bir nebze de olsa su serpildi” dedi.

Görevli güvenlik güçlerine teşekkür eden acılı baba Sakin, “Adalete ben güveniyorum; yani Türkiye Cumhuriyeti’nin adaleti var. Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuku var, polisi var, avukatı var, hakimi var, savcısı var; benim yavrum artık bir Türkiye Cumhuriyeti’nin Alperen’i. Benim yavrumun dosyasını öyle alıp da titizlikle masasına koyan savcıların, hakimlerin, bu işin peşine düşen o cinayet masası olay yeri incelemen polislerinin Allah başımızdan onları eksik etmesin” şeklinde konuştu.

Sakin, Başbakan Binali Yıldırım’a da teşekkür ederek, okulun kapatılmasını da değerlendirdi. Sakin, “Allah razı olsun Başbakanımızdan. Kendisi aradı, baş sağlığı diledi, acılarımızın paylaştığını söyledi. Valiliğe kesin talimat verdiğini söyledi, güçlü olmamızı söyledi, bu saatten sonrada herhangi bir kafanızda soru işareti, herhangi bir şey varsa numarasını bıraktı. Yavrumuz Alperen’imiz gitti. Takdir ilahi bu işin içerisinde ihmal karlık olduğunu herkes biliyor artık. Zincirleme bir ihmalkarlık var. Şu anda psikolojim de bozuldu. Cenaze arabasının yanından o soğuk hava geliyor ya çocuğumun kokusu geliyor. Şimdi evin içerisinde klimanın dibine gidiyorum o klimanın o klimadan gelen kokuyu kokluyorum cenaze arabasından gelen koku gibi diyorum. Dün gece saat 00:30’da yavrumun mezarına gittim ziyaret ettim; yanına yattım toprağını sevdiğim de geldim. Okulun açık kalması zaten abes. Yani okulun pazartesinden itibaren açık olduğunu düşünemiyorum ben hani olmaz böyle bir şey. Velilerde zaten bu saatten sonra öyle bir okula göndermeyeceğini düşünüyorum” dedi.

SAVCILIKTAN AÇIKLAMA GELDİ

Soruşturmayı yürüten Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, 15 Ağustos’ta kreşe ait servis aracında unutulmasının ardından hastanede hayatını kaybeden Alperen Sakin’in ölümüne ilişkin başsavcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında çocuğun otopsi işleminin yapıldığı, kamera kayıtları da dahil tüm delillere el koyulduğu belirtildi.

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Olayda ağır ihmali bulunduğu tespit edilen servis şoförü savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanmıştır. Bahse konu kreşin müdürü için de gözaltı talimatı verilmiştir” ifadelerine yer verildi

BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN ALPEREN’İN BABASINA TELEFON

Başbakan Binali Yıldırım, servis aracında unutulan ve hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin’in babası Serkan Sakin’i telefonla arayarak baş sağlığı diledi. Yıldırım, acılı babaya olayın takipçisi olacağını iletti.

İzmir’de 3 yaşındaki Alperen Şahin, okul servisinde unutulduktan sonra kapalı araç içerisinde havasızlıktan yaşamını yitirmişti. Yaşanan acı olayın ardından tüm Türkiye ayağa kalktı. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında anaokulunun süresiz kapatılmasına karar verildi.  Okul müdürü hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Olayın peşine düşen müfettişler, olayda hayatını kaybeden Alperen Sakin’in okula resmi kaydının bulunmadığını da tespit ederek, durumu raporda aktardı.

Olay tüm Türkiye’yi üzüntüye boğarken, Başbakan Binali Yıldırım’da Alperen Sakin’in babası Serkan Sakin’i aradı. Alperen Sakin’in babası Serkan Sakin ile telefonda konuşan Başbakan Yıldırım, olaydan duyduğu üzüntüyü ifade ederek, bu konuda ihmali bulunanların gereken cezayı alması konusunda olayın takipçisi olacağını söyledi.

ACI GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARAN ÖĞRETMENLER KONUŞTU

Kreş yetkililerinin gizlemeye çalıştığı minik Alperen’in ölümündeki korkunç gerçek, kreş öğretmenlerinden Arzu Gülmez ve Nurcan Altıok’un ifadeleriyle ortaya çıktı. Minik Alperen’in serviste havasızlıktan yaşamını yitirmesini gizleyen ve ifadelerinde Alperen’in uyuduğu ve bir daha uyanmadığını söyledikleri servis şoförü Tamer İşgören ile okulun müdürü ve sahibi olan eşi Yurdagül İşgören’in olayı saklama çabasını kreş öğretmenlerinden Arzu Gülmez ile Nurcan Altıok’un vicdanı engelledi.

“TEHDİT ETTİLER, BASKI ALTINDAYDIM”

Korkunç gerçeği ortaya çıkaran öğretmenler Arzu Gülmez ve Nurcan Altıok çok önemli açıklamalarda bulundu. Alperen’in okulda olmadığını ilk fark eden ve okul yetkililerine haber veren öğretmen Arzu Gülmez, kendisinin doğruyu anlatmaması için baskı altına alındığını söyledi. Olaydan çok etkilendiğini belirten Arzu Gülmez, şunları söyledi:

“Olay günü çok kötü bir gündü. Alperen’in olmadığını yoklamayı alınca fark ettim. Dilara öğretmene Alperen’in olmadığını söyledim. O da ‘sabah aldık, olması gerekiyor’ dedi. ‘Emin misin’ diye sordum. Emin olduğunu söyledi. Sonra koşarak Nurcan öğretmene gidiyor. O da ‘onu sabah siz almadınız mı’ diyor. Sonra servis şoförü Tamer Bey’e soruyorlar. Her yeri aradık. Diğer sınıflara baktık. Bulamadık. Sonra şoför ‘Servise bakalım dedi ve anahtarı Dilara’ya verdi. Sonra servise bakan Dilara, çığlık atarak geri çekiliyor ve Nurcan öğretmen çocuğu servisten alarak içeri getirdi. Tabi bahçedeki kameralar da çekiyor. Alperen’i yere yatırdık. Şoför ‘su dökelim’ dedi. Ben de bizim acil müdahale eğitimimiz olmadığını söyledim. Sonra Okul Müdürü Yurdagül Hanım’ı aradılar. Ambulansı aradığımda bana kızdılar. ‘Biz özel hastaneye götüreceğiz’ dediler.”

Alperen’in götürüldüğü hastaneye gittiğinde kendini kaybettiğini belirten Arzu Gülmez,  “Fenalaştım ve beni servise yatırdılar. Burada Yurdagül’ün arkadaşı A.S., bana gerçeği anlatmamamı ve kendi söyleyeceklerini anlatmamı istedi. ‘Doğruyu anlatsan geri mi gelecek çocuk. Yoksa hepiniz hapse girersiniz’ dedi. Sonra karakola gidip onların baskısıyla o şekilde ifade verdim. Sonra vicdanımız rahat etmedi ve Nurcan öğretmenle gerçeği anlattık” dedi.

Öğretmen Arzu Gülmez, minik Alperen’in kendi grubunda olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Olay günü Alperen, hakkında bir şey demediler. Normalde benim grubumda değildi. Öğretmen yetersizliği vardı. Ben akşam bütün gruplara akşam yoklaması almak istedim. O gün doğum günü de vardı. Süsleme yapmak için bütün çocukları bana bıraktılar. Hepsine aynı anda yetişebilmem mümkün değildi. Kapanış yoklamasını alayım istedim. Sabah da Alperen’i aldıklarını söylemediler. Servise bakınca olay ortaya çıktı. Ben baskı altında olduğum için önce farklı ifadeyi verdim. Ama daha sonra vicdanımın sesini dinledim. Nurcan öğretmenle birlikte doğruyu söyledik.”

“3 YAŞINDA BİR CAN GİTTİ”

Kreş öğretmenlerinden 28 yaşındaki Nurcan Altıok da minik Alperen’in cansız bedenini servis minibüsünden çıkarmasını gözyaşlarıyla anlattı. Olayda okulun ihmalleri oluğunu, öğretmen yetersizliğini sürekli dile getirdiklerini ancak okul müdürünün bunu dikkate almadığı söyleyen Nurcan Altıok da DHA muhabirine şunları anlattı:

“Hafta sonu benim cenazem vardı. Ama pazartesi günü Arzu tek olduğu için okula gelerek çalıştım. Pazar günü doğum günü vardı ama ben olmadığım için ertelenmiş. Bana kızdılar niye süsleme yapılmadı diye. Öğrencinin velisi de kızmış. O gün 08.30’da servis geldi. Öğrencileri kreşin kapısında karşıladım. Biz bahçeyi süslemeye başladık. Öğrencinin doğum günü kutlandı. Öğrenciler yemek yedi, uyudu. Bebek grubu var, onların altlarının değişmesi gerekiyor. Alperen sabah o saatten 16.30’a kadar serviste kalmış. Alperen’in yokluğu ortaya çıkınca şoföre ve Dilara’ya onu alıp almadıklarını sordum. Çünkü yaz dönemi olduğu için öğrenci sayılarında günlük değişiklik oluyordu. Pazartesi 20 kişi oluyorsa Salı günü 40 kişi olabiliyordu. Tamer Bey ‘servise bakalım’ dedi. Anahtarı aldım, kapıyı Dilara açtı. Çığlık attı, ben öne geçtim. İkinci koltukta oturuyordu. Rengi, durumu hiç iyi görünmüyordu. 3 yaşındaki çocuğa ölümü konduramıyorsunuz. Sonra okula aldık, ama ilk müdahale eğitimimiz olmadığı için müdahale etmedik. Hastaneye kaldırdık. Bu sırada diğer çocuklar görüyordu. Bana çocuklar ‘anne ne oldu’ diye ağlamaya başladılar. Alperen’i o şekilde görmemeleri gerekiyordu. Ben de üzerine örtü örttüm.”

Alperen’in ailesine okul yetkililerinin “Çocuk uyudu, bir daha uyanmadı, baygınlık geçirdi” dediğini anlatan Nurcan Altıok, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Alperen’in ailesi hastaneye gelince öldüğünü söylediler. Annesi bana sordu, nasıl öldüğünü. Ancak söylemeye gücüm yetmedi. Sonuçta o bir anne ve yavrusu ölmüş. Arzu’ya gerçeği anlatmaması konusunda baskı yaptılar. Sürekli bunu telkin ediyorlardı. Doğruyu söylesek bile çocuğun geri gelmeyeceğini ve bizim de hapse gireceğimizi söylediler. Ben eşimle konuştuktan sonra doğruyu söyledim. Arzu’ya da korkmamasını ve gerçeği anlatmasını istedim. Hatta bana olayı ‘sen üstlen’ dediler. Ben niye öyle bir şey yapacağımı sordum. Olayı ört bas edemezdim. Buna izin vermedim. Biz böyle üzülüyorsak, o ailenin durumu nasıl olur? Giden 3 yaşında bir can. Kim sorumluysa cezasını çeksin.”

AİLEYİ TESELLİ EDERKEN, KAMERA KAYDINI SİLDİRDİ

Okulun sahibi Yurdagül İşgören, özel hastanede aileye çocuklarının uykuda öldüğünü söyleyince anne Buket Sakin, oğlunun son görüntülerini izlemek istedi. Ancak İşgören bir yandan aileye teselli verirken öte yandan okulu arayıp kamera kaydının çıkarılması talimatını verdi.

Acılı anne oğlunun görüntülerini izleme konusunda ısrarını sürdürünce okulun sahibinin “Bugün bozuktu, çalıştıramadık, kayıt alamadık” gibi mazeretler öne sürdüğü öğrenildi. Kamera kaydı, İşgören’in evinden çıktı.

Yurdagül İşgören’in polisteki ifadesinde olayda kendisinin bir suçunun olmadığını, öğrenci yoklamalarını öğretmenlerin aldığını ve onların suçlu olduğunu söylediği öğrenildi