Kategori: Hikayeler

Anne ve Evladı

Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu, yani yeri boştu. Ondan nefret ediyordum. Çünkü bu durum beni arkadaşlarımın arasında utandırıyordu. Babam, ben daha küçükken bir kazada öldüğünden, ailemizi geçindirmek de anneme kalmıştı. Bunun için okulda aşçılık yapıyordu. İlk okulda iken bir gün annem bana “merhaba” demeye gelmişti. Sanki, yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl

HAPİSANEDE GERÇEK YAŞANMIŞ BİR HİKAYE

Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda sahiplendi. Çünkü selam verişinden ve simasından bu

Bu da geçer Ya Hû

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler, kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir’in bölgenin

Hangimiz zengin hangimiz fakir?..

“Günlerden bir gün zengin bir baba, oğlunu köye götürdü… Yolculuğun tek amacı vardı… İnsanların ne denli yoksul olabileceklerini oğluna gösterecekti… Böylece oğlu yaşadığı zenginliklerin değerini daha iyi anlayacaktı… Çok yoksul olan uzak bir akrabalarının evinde bir gün ve gece geçirdiler… Yolculuk dönüşü baba oğlunu karşısına aldı: -”Şimdi söyle bakalım” dedi… “Orada gördüklerinden sonra insanların ne

MUCİZE….

” EN OLMAYACAK YERDE, EN OLMAYACAK ZAMANDA EN OLMAYACAK OLAY, HER ZAMAN VE HER YERDE OLABİLİR.” MUCİZE…. Sally, küçük kardeşi George hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen herşeyi yapmışlardı. George’nin yalnızca çok pahalıya malolacak bir ameliyatla kurtulma şansı vardı fakat bunun için

Çöp Tenekesi

Henüz çok gençken kocasını kaybetmiş, ondan kalan tek oğlunu yetiştirmek için dişini tırnağına takarak çalışmıştı. Onu kimseye muhtaç etmeden okutabilmek ti arzusu. Bu hayallerle geçirdi günlerini. Gençti, güzeldi ama geri çevirmişti evlenme tekliflerini; Oğlunu yaban ellere vermemek istiyordu. Başkalarına çamaşır yıkadı, temizlik yaptı, oğlunu hiçbir şeye muhtaç etmedi. Oğlu okuyacaktı, mesleğini eline alınca artık kalan

Önemli olan

Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı. Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu: -Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen ne olurmuş! Bugün

Ödül

Bir baba kızına kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için ödül vermek istemiş ve: “Kızım, eğer sana verdiğim şu kitabı bitirirsen 100 lira vereceğim.” demiş. Bu teklif kızın çok hoşuna gitmiş ama kitap okumayla da pek arası yokmuş. O nedenle ; “En iyisi ben bu kitabın özetini internetten araştırıp bulayım, onu iyice ezberleyeyim, babam okudun mu diye

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutmayacak ateş yağmuru altındaydılar. Tam cepheden dışarı doğru bir hale yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, Delirdin mi? gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür

BOŞANMAK İSTİYORUM…

Eşimle 6 yıllık evliyiz. 2 yavrumuz var. Aramızda belli bir problem yoktu. Sadece soğukluk vardı. Yıllardır eşimin sevgisini hiç hissedemedim. Ben onu çok seviyordum ama karşılık bulamıyordum. Çok uğraştım ama bir türlü düzelmedi. Bir gün eşim artık boşanmak istediğini söyledi. “Neden diye sordum. Sorun ne? Beğenmediğin yanım nedir? Bilmek istiyorum” “Bilmiyorum” dedi. “İçimde anlam veremediğim