Öğle namazını kıldığımız caminin avlusunda karşılaştığım bir zat, beni kendi yaşına yakın görmüş olacak ki, sorusunu şöyle sordu: – Buralara eskiden gelmişe benziyorsun. – Evet, dedim. Elli seneyi geçti Yozgat’tan geleli. – Ben de Nevşehir’den geleli elli seneyi geçti, dedikten sonra hemen ekledi: – Ne yazık ki ben kafayı çalıştıramadım, ömrüm boşa geçti. İnşaallah sen
Fatih Sultan Mehmet! sınıfta hiç akıllı durmaz,önünde oturan çocuklara kalem batırır, bağırır çağırır hocası akşemsettin bir şey dediği zaman “sen bana bişey diyemezsin ben padişahın oğluyum” diye tehdit ederdi. Akşemsettin artık bu durumdan rahatsız ama bir okadarda çaresizdi. Padişahın karşısına bu konu hakkında gitmekten haya ediyordu.Padişaha çocuğunu şikayet etmek düşüncesi ona çok ağır geliyordu. Birgün
Baba Oğlunun Ameliyatına Geç Kalan Cerrahı Azarladı – İşin Aslını Öğrenen Baba Gözyaşlarına Boğuldu İnsanlar maalesef diğerlerini çok çabuk yargılayabiliyorlar. Yargıladıkları kişilerin hikâyelerini ve başına gelenleri hiç umursamadan yapıyorlar bunu. Bu gibi durumlarda önce empati kurmamız gerekiyor. İnsanları yargılamak çok acımasızca. Az sonra okuyacaklarınız da bununla ilgili. Bize asla bir şeyi bütün ayrıntılarıyla bilmeden insanları
Bu haberi okuduğunuzda şaşkınlık yaşayabilirsiniz. Verilen karar belkide Türkiye’de az rastlanan olaylar arasındadır. Bir evde yaşanan gelin kayınpeder olayı hem insanın tüylerini diken diken ederken, hem de mahkemenin verdiği karar dikkatlerden kaçmadı. Asıl soruyu olayın tamamını okuduktan sonra sormanızı istiyoruz.O. B. “Olay günü kahvaltı ettik. Kayınpederim kahveye, eşim T B. saat 15.00’te işe gitti. Akşam
İstanbul’da yaşayan 21 yaşındaki Serpil K. şiddetli karın ağrısı nedeniyle özel bir hastaneye gitti. Kadın doğum uzmanlığında ultrason çekilip kan ve idrar tahlilleri alındı. Serpil K.’nın sonuçlarına bakan Doktor Füsun D., Serpil K.’ya biriyle cinsel anlamda birlikte olup olmadığını sordu. Serpil K. ise kimseyle beraber olmadığını bakire olduğunu söyledi. Buna karşı çıkan doktor Füsun D.,
Adam genç eşini çok seviyor,bir o kadarda kıskanıyordu öyle ki iş yerinde yemek verildiği halde,her öğlen o uzun yola rağmen evine gidiyor,eşiyle birlikte yemek yiyordu.Kadın, eşinin sadece yemek yemek için geldiğini düşünüyordu Bilmediği bir şey vardı eşi kendisini kontrol ediyordu.Bu bilinmeyenle uzun süre birlikte yediler yemeklerini taa ki adam gelip de eşini evde bulamayana kadar.
Günlerden bir gün evimin temizliğini yaparken küçücük çocuğum geldi camdan yapılan şaheser bir parçayı düşürerek kırdı. Öyle sinirlendim ki hiçte o kadar sinirlenmemiştim çünkü o benim en sevdiğim annemin değerli hediyesiydi. Gözüm gibi bakardım.O anda sinirden ağzımdan (Rabbim üzerine duvar yıksın da kemiklerin kırılsın) deyiverdim. Aradan uzun zaman geçti o bedduayı unuttum göğe çıkıp da
Yeni evlenen çiftimiz ilk gecenin sabahında ilk kahvaltılarını yapacaklardır. Eşinin uyuyor olmasını fırsat bilen damat bey, gelin hanıma mükemmel bir kahvaltı hazırlamak için işe koyulur. Sessizce yataktan kalkan damat, ilk olarak bahçenin en güzel köşesine masa ve sandalyeyi taşır. Yeşillikler içerisinde harika bir masa hazırlamaya başlar. Bal, süt, kaymak, reçel, çikolata, yumurta, tahin, pekmez, domates,
Adana Saimbeyli’de Bir ay önce gerçek yaşanmış bir olay Fakir kadın ve yaşlı annesi Kırmızı Medrese yolunda ilerlerken kaldırımda kapalı bir poşet bulurlar.Kadın poşetin içine bakar poşetin içi para dolu , kadıncağız olduğu yere oturur ve şok olur , beklemeye başlar.Belki paranın sahibi parasını aramak için tekrar geri döner. Kaldırımda oturmaya başlar, bir müddet geçtikten